Normalleşme Sürecinde 7252 sayılı SGK Teşviki Hakkında Bilgi
7252 sayılı SGK Normalleşme Teşviki, mücbir sebep olarak dünya genelinde yaşanan salgın hastalık sebebiyle 01 Temmuz 2020 tarihinden önce kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) veya nakdi ücret desteği başvurusunda bulunan ve bu desteklerin sona erdirilmesi ile normal çalışma süresine dönmüş özel sektör iş yerlerini kapsamaktadır.7252 sayılı SGK normalleşme teşviki, sadece normal çalışma düzenine geçmiş işverenler için geçerlidir.
7252 Sayılı SGK Normalleşme Teşviğinden Yararlanmak İçin Kritik Noktalar
Teşvikin süresi
Teşvik, kısa çalışmanın/nakdi ücret desteğinin sona erdiği tarihi takip eden aydan itibaren üç aylık bir zaman dilimini kapsamaktadır. Örnek olarak Mayıs ayında normal çalışmaya başlayanlar bir ay, Haziranda iki ay, Temmuz ayındakiler ise üç ay destekten faydalanabilirler. Bu sürenin daha sonra faaliyete başlayan işyerleri için 31 Aralık 2020 tarihini geçmemesi gerekmektedir.
Teşvikin hesaplanması
KÇÖ gün sayısının 30 gün ile çarpımı sonucu elde edilen tutarın kısa çalışma süresi gün sayısına oranı ile teşvik tutarı elde edilir.
- İlk 7 gün için ödeme yapılmadığından için bu süre hesaplanmamalıdır.
- 30 günden az teşvikten faydalanan personel için SGK Tahakkuk fişi ise; 7252 kod ile 30 gün tahakkuk girişi yapıldığında, personel için yararlanılacak gün sayısı sistem tarafından otomatik olarak tahakkuk edilecek şekilde güncellenir ve bu işletmelere kolaylık sağlar. Örnek olarak, destek kapsamına giren sigortalı 2020/Ağustos, Eylül ve Ekim ayları için destekten yararlanırken, bu aylarda kısa çalışma ödeneği aldığı aylık ortalama gün sayısı 20 ise, bu gün sayısı kadar kısa çalışma teşviği alır.
- Teşvik tanımlama ekranında ortalama gün sayısı ve yararlanacak dönemde hata olabilme ihtimaline karşı yararlanılan dönem ve kısa çalışma bitiş tarihlerini kontrol etmekte fayda bulunmaktadır. Bazen İŞKUR tarafından yapılan başvuruda yeniden dilekçe verilerek tarihlerde değişiklik yapılmasına rağmen güncelleme sisteme aktarılamıyor. Bu sebeple yersiz faydalanma söz konusu olabiliyor ve ilerleyen dönemlerde cezai işlem uygulanabiliyor.
Teşvikin kapsamı
Kurumlar, normal çalışmaya geçerek teşvikten yararlandıktan sonra tekrar kısa çalışmaya geçiş yapabilir. Bu sürede ise 7252 teşviki uygulanmaz. Tekrar normal çalışmaya geçtiğinde kalan süresi kadar yine teşviki kullanabilir.
- Kısa çalışmadan yararlanan ancak daha sonradan çıkışı yapılıp yeniden aynı işyerine girişi yapılan bir personel, iş değiştirmediği takdirde kalan günleri için bu teşvikten yararlanabilir.
- Aynı ayda birden fazla işyerinde çalışan ve kısa çalışma ödeneği/nakdi ücret desteği uygulamasından yararlanılan sigortalılar için hesaplanan Aylık Ortalama Gün Sayısı kadar her iki işveren de teşvik hükümlerinden yararlanabilir.
Bu yeni teşvikten faydalanan personeller 5510 – 27103 – 17103 gibi diğer teşviklerden faydalanamaz. Teşvik hesaplaması yapılırken, en fazla hangi teşvik indirim sağlıyor ise o teşvikin tercih edilmesine bu yüzden dikkat edilmelidir.
Brexit Sonrası: Birleşik Krallık, İthalattan Alınan KDV Muhasebesini Erteledi
Brexit için geri sayımda sona yaklaşılıyor. 31 Aralık ufukta görünse de, KDV açısından ele alınması gereken çok şey var. Yeni duruma ayak uydurmak için hızla harekete geçilmesi gereken alanlardan biri de Brexit ardından AB ile Birleşik Krallık arasında ticari malların hareketi.
Birleşik Krallık önümüzdeki haftalarda AB ile bir Serbest Ticaret Anlaşması (FTA) imzalasa da imzalamasa da, 2021 itibariyle KDV açısından bir üçüncü ülke haline gelecek gibi görünüyor. Bu, Birleşik Krallık ile AB arasında gidip gelen tüm malların ithalat ve ihracat sınıfına girmesi anlamına geliyor.
Birleşik Krallıkta ithalat yapanlar için bunun anlamı ne?
Serbest Ticaret Anlaşması sağlanmazsa işletmelerin hızla gümrük vergisine adapte olması gerekecek. Birleşik Krallık’a ithal edilen ticari mallar, Birleşik Krallık Global Gümrük Tarifesi (“UKGT”) listesinde belirtilen oranlarda vergiye tabi olacak. KDV’nin aksine gümrük vergisi iade edilmiyor. Dolayısıyla risk azaltma imkanı olup olmadığını anlamak ve kar marjının erimemesi için aynı ürünlere birden çok kez vergi uygulanmadığından emin olmak hayati önem taşıyor.
AB dışındaki bir ülkeden AB’ye ithal edilen malların ithalattan alınan KDV’ye tabi olması da dikkate alınması gereken bir diğer konu (Brexit sonrasında Birleşik Krallık da AB dışındaki ülkelerden biri olacak). Aynı durum, diğer ülkelerden Birleşik Krallık’a ithal edilen mallar için de geçerli. İthalattan alınan KDV’nin nakit akışına ciddi etkisi olabilir. Öte yandan, ithalattan alınan KDV muhasebesinin ertelenmesi bir nebze rahatlama sağlayabilir.
Birleşik Krallıkta ithalattan alınan KDV muhasebesinin ertelenmesi
1 Ocak 2021’den itibaren Birleşik Krallıkta ithalattan alınan KDV için muhasebe ertelemesine başlanacak. İthalattan alınan KDV için muhasebe ertelemesi, yalnızca AB’den yapılacak ithalatlar için değil, Birleşik Krallık dışından yapılacak tüm ithalatlar için geçerli. Bu şekilde nakit akışı baskısının azaltılması ve ithalatçılara önemli avantajlar sağlanması amaçlanıyor. AB’deki tedarikçilerden mal satın alan Birleşik Krallık işletmeleri için bunun önemi büyük.
AB üyesi devletlerin birçoğunda erteleme mekanizmalarının devreye alındığı düşünülürse Birleşik Krallık, muhasebe erteleme konusunda AB’deki komşularına kıyasla geç kaldı. Erteleme seçeneği olması, bir ülkeyi ithalatçılar için cazip hale getiriyor. Bunun olmadığı yerlerde vadeli ödeme seçeneği de görülebiliyor. Birleşik Krallık en etkili tedarik zincirlerini kurmak için bu farklı sistemlere ayak uydurmalı.
Sırada ne var?
AB ile anlaşmanın ayrıntıları hala net olmasa da, Birleşik Krallık işletmelerinin AB Üye Ülkeleri ile gelecekte yapacakları alışverişler için değişikliklere hazır olması gerekiyor. Önümüzdeki haftalarda muhasebe ertelemeye dair sizlere daha fazla bilgi sunacağız. Bu bilgilerin içinde Birleşik Krallığın AB’deki önemli ticari ortaklarıyla uygulanabilecek seçeneklerin bir özeti de yer alacak.
Birleşik Krallıkta ithalat yapanların atması gereken önemli adımlar var. İşletmeler, ürün ithal edebileceklerinden emin olmalı. Yani, gümrük beyannamelerini tamamlamaları ve EU EORI kodları olup olmadığından emin olmaları gerekiyor. İthalattan alınan KDV için muhasebe ertelemesi, ithalat yapan Birleşik Krallık işletmelerine fayda sağlayabilecek bir yöntem; bu yüzden, süreci iyi anlamak çok önemli.
İlginizi Çekebilir: ercsoft.com.tr/Türkiye e-İrsaliye Regülasyon Güncellemeleri
Hindistan E-İrsaliye Sisteminin Yerini E-Fatura Platformu Alıyor
Hindistan E-İrsaliye Sisteminin Yerini E-Fatura Platformu Alıyor
Hindistan Maliye Bakanı, Hindistan E-İrsaliye sisteminin yerine e-fatura sistemine geçeceğini açıkladı. Ekim ayının başında yaptığı duyuruda e-fatura sisteminin yakında Hindistan E-İrsaliye sisteminin yerini alacağını ifade etmişti. O günden bu yana, e-fatura platformuna e-irsaliye ile ilgili yeni teknik beceriler eklendi. Korumalı alan sayfasına belirli bir IRN’nin e-irsaliye bilgilerini almak için yeni bir API eklendi. Ayrıca şu anda e-fatura zorunluluğu kapsamında olan vergi mükelleflerinin, e-irsaliye oluşturmak için e-irsaliye portalını kullanmasının engellenmesi de bekleniyor. Bu mükelleflerin e-irsaliye oluşturmak için e-fatura platformunu kullanması gerekecek.
Hindistan’ın Sürekli İşlem Denetimi (CTC) reformu bir aydan kısa bir süre önce uygulamaya geçirilmiş olsa da, e-fatura platformunu oluşturan hukuki ve teknik çerçeve hala tam anlamıyla netleşmedi. Ancak, yapbozun parçaları yavaş yavaş yerine oturmaya başladı.
Bu yılın başında Hindistanlı yetkililer, mali bilgiler için ana veri toplama kaynağı olarak e-fatura platformunu uygulamaya koyma hedeflerini duyurmuştu. Bu planın bir parçası olarak, e-fatura sistemi ile GSTN ve e-irsaliye platformları arasında arka uç bağlantısı sağlandı. Geçtiğimiz günlerde de e-fatura platformunun becerilerini arttırmak üzere daha fazla adım atıldı.
E-irsaliye platformundan e-fatura platformuna geçişin tamamlanması biraz zaman alacak olsa da, Hindistanlı yetkililer bu geçişin mümkün oldukça sorunsuz ve hızlı gerçekleşmesi için sıkı çalışıyor. Vergi mükelleflerinin bu hedefi göz önünde bulundurarak ileride e-irsaliye oluşturmak için e-fatura platformunu kullanmaya başlayabilmek için kendilerine düşen hazırlıkları tamamlamaya başlaması gerekiyor.
İlginizi Çekebilir: ercsoft.com.tr/Mutabakat Mektubu
Portekiz: Yeni Kimlik Numarası (ATCUD) Yükümlülüğü 2022’ye Ertelendi
Portekizli yetkililer, 1 Ocak 2021 tarihinde yürürlüğe girmesi için hazırlığı yapılan benzersiz kimlik numarası ATCUD ile ilgili uzun zamandır beklenen regülasyonu yakın zamanda yayınladı. Bu durum, bulmacanın önemli bir parçasının artık halka açık hale geldiği anlamına gelse de, Portekiz vergi dairesi bu yükümlülüğü 2022 yılına kadar erteledi. Bir kavram olarak 2019 yılında tanıtılan ATCUD, 412/2020-XXII sayılı yeni Bakanlık Emrine göre 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren zorunlu olacak. Bu nedenle, daha öncesinde 195/2020 sayılı Yönetmelik tarafından belirlenen son tarih olan Ocak 2021 bir yıl daha ertelenmiş oldu.
Doğrulama kodları
195/2020 sayılı Yönetmelik ile uygulanan diğer özellikler ise hala geçerliliğini koruyor. Faturalarını Portekiz yasalarına göre düzenleyen şirketler, faturalarda kullanılan seri numaralarını, bu numaraları kullanmaya başlamadan önce Portekiz vergi dairelerine bildirmek zorundadır. Seriler bildirildikten sonra, vergi dairesi bildirilen her seri numarası için bir doğrulama kodu verir.
Bu doğrulama kodu, daha sonra ATCUD’ın bir parçası olarak kullanılır. ATCUD, serinin doğrulama kodu ve “ATCUD: Doğrulama Kodu-Seri numarası” formatında seri içinde yer alan sıralı bir numaradan oluşur. ATCUD, QR kodundan hemen önce tüm faturalara dahil edilmeli ve faturanın her sayfasında okunabilir olmalıdır.
Bir doğrulama kodu almak için vergi mükelleflerinin aşağıdaki bilgileri Portekiz vergi dairesine bildirmesi gerekir:
1. Belge serisinin tanımlanması;
2. SAF-T (PT) veri yapısında belirlenen belge türlerine göre belgenin türü;
3. Seri içinde kullanılan seri numarasının başlangıç sayısı;
4. Vergi mükellefinin, doğrulama kodunun gerekli olduğu seriyi kullanmaya başlamasının öngörüldüğü tarih.
Bu bilgiler başarılı bir şekilde sağlandıktan sonra, vergi dairesi minimum sekiz karakterden oluşan bir doğrulama kodu oluşturur.
Ayrıca, 195/2020 sayılı Yönetmeliğe göre, ATCUD’nin bir parçası olan seri numarası, SAF-T dosyasının Portekiz versiyonunun belirli bir alanından elde edilen bir referanstır.
412/2020-XXII sayılı yeni Bakanlık Emri, vergi dairesinin, vergi mükelleflerinin 2021 yılının ikinci yarısından itibaren bir doğrulama kodu elde etmek için seri numaralarını bildirmelerine izin vermeleri gerektiğini de belirtiyor. Böylece vergi mükellefleri yeni yükümlülük için hazırlık yapabilecek ve bu yeni yükümlülüğe uyum sağlayabilecek. Verilerin vergi dairesine nasıl iletileceği ve doğrulama kodunun vergi dairesinden nasıl alınacağı ise henüz yayımlanmadı.
ATCUD’nin yürürlüğe girme tarihiyle ilgili yapılan son değişikliğin aksine, QR kodunun yürürlüğe girme tarihi 1 Ocak 2021 olarak onaylandı. QR kodu ile ilgili teknik özelliklere, vergi dairesinin internet sitesinden ulaşmak mümkündür.
Çin KDV Faturaları: B2B E-Faturalar için Pilot Programı Hayata Geçiriyor
Çin KDV Faturaları
Çin KDV faturaları ikiye ayrılır: Çin KDV özel faturalar ve Çin KDV genel faturalar. İlk fatura türü, sadece genel KDV vergi mükellefleri tarafından düzenlenebilir ve girdi KDV’si talep etmek için kullanılabilir. Diğer yandan KDV genel faturalar, küçük ölçekli vergi mükellefleri tarafından elektronik olarak düzenlenebilir; ancak girdi KDV’si talebinde kullanılamaz. Bu nedenle, B2B (işletmeden işletmeye) işlemlerinde KDV özel faturalar, B2C (işletmeden müşteriye) işlemlerinde ise KDV genel faturalar daha yaygın olarak kullanılmaktadır.
Mevcut durumda, KDV özel faturaların çıktısının kesinti amacıyla alınması ve diğer ticari ortaklara kağıt fatura olarak gönderilmesi gerekiyor. İşleme dahil olan ortaklar, gelecekte karşılaşabilecekleri herhangi bir denetim için orijinal faturayı da saklamak zorunda. Ancak Ningbo’nun duyurduğu yeni pilot program, Çin’de yeni bir e-fatura döneminin başlangıcı olabilir.
KDV özel e-faturalar için pilot program
Program, e-fatura kullanımını teşvik etmeyi ve artırmayı amaçlıyor. Program kapsamında elektronik KDV özel faturalar, kağıt KDV özel faturalarla aynı kanuni geçerliliğe, başlıca amaç ve kullanım regülasyonlarına sahip olacak.
NMTB, özel e-faturalar için vergi mükelleflerine ücretsiz fatura düzenleme hizmeti sağlamak amacıyla STA tarafından geliştirilen KDV elektronik faturalara yönelik kamu hizmeti platformunu kullanıyor. Kişiler ve şirketler, KDV özel elektronik fatura bilgileri için ulusal KDV fatura denetim platformu üzerinden kontrol sağlayabilecekler. E-faturayı, ulusal KDV fatura denetim platformundan indirebilir ve belgedeki elektronik imzanın geçerliliğini doğrulayabilirler.
Kimler bu durumdan etkileniyor?
Pilot programa seçilen vergi mükelleflerinin listesi NMTB’nin resmi internet sitesinde yayınlanacak. Sadece bu listede yer alan vergi mükellefleri, program kapsamındaki bölge olan Ningbo’da, NMTB yetkisi altındaki vergi mükelleflerine elektronik KDV özel faturaları düzenleyebilecek.
Sırada ne var?
Çin’de daha önceden uygulanan pilot programlar, sadece KDV genel e-faturaların düzenlenmesine odaklanıyordu. Pilot programın uygulanması, Çin Hükumetinin bu yıl sonuna kadar ülke genelinde KDV faturalarında e-faturayı benimsemeye yönelik iddialı planları için attığı önemli bir adım sayılabilir.
Bu girişimin başarısı, kilit bir role sahip. Programın başarısı, ilk olarak bölge kapsamını genişletmek için doğru zamanın gelip gelmediğini belirleyecek. Aynı zamanda, bu agresif zaman çizelgesine göre Çin’de elektronik KDV özel faturaları için kesin bir uygulamanın gözü pek bir hedef mi yoksa ne yapılacağına dair fiili bir plan mı olduğunu gösterecek.
Eylül ayında, Devlet Vergi İdaresi’ne (STA) bağlı Ningbo Belediye Vergi Dairesi (NMTB) Çin’de faaliyet gösteren seçilmiş vergi mükelleflerinin gönüllülük esasına dayalı olarak, KDV özel faturalarını elektronik olarak düzenlemesini sağlayan pilot programın duyurusunu yaptı.
İlginizi Çekebilir: ercsoft.com.tr/cozumler/E-İmza
Türkiye’de e-dönüşüm süreci: Dijital Vergi Dönüşümünün Sebepleri
Türkiye’de e-dönüşüm süreci
Türkiye’de e-dönüşüm süreci uzun yıllardır devam ediyor. Özellikle son on yıldaki güncellemeler ile Türkiye, başta Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) ve bakanlıklara bağlı diğer kurumlar vasıtasıyla globalleşen dünyada adından sıkça söz ettirir oldu. Uzun yıllar önce vergi mükelleflerinin hayatına giren e-fatura, bugün birçok ülkenin gerçekleştirmek istediği dijital dönüşüm yolculuğuna rehberlik etti. Türkiye’de e-dönüşüm çözümleri üreten şirketler çeşitli ülkelere yazılım ve hizmet ihracatı yapar oldu.
Türkiye’de Regülasyonların Son Durumu
Kamu kurumlarının farklı alanlarda uygulamaya geçirdikleri düzenlemelerin bildirimi tebliğler aracılığıyla devam ediyor. GİB ise elektronik uygulamalarda kazandığı tecrübeleri yeni regülasyonların uygulanmasında kullanıyor. Yayımlanan taslak tebliğ ve kılavuzlar, şirketlerin bu karşılıklı öğrenme ve dönüşüm sürecine uyumunu kolaylaştırıyor.
Başkanlığın hayata geçirdiği regülasyonların en temel amacı vergi kayıplarını önlemek. GİB bu sayede;
- Ticareti, şeffaf ve sağlam zemin üzerine kuruyor.
- Bilgiye hızlı ve güvenli şekilde ulaşıp denetimi anlık olarak sağlıyor.
- Şirketlerin ticari faaliyetleri dışındaki kamu işleriyle uğraşlarını en aza indiriyor.
GİB bu süreçleri, vergi dairelerini dijitalleştirme, beyanname sistemlerini güçlendirme, e-dönüşüm süreçlerini artırma gibi hizmetlerle sağlıyor. GİB’in son yayımladığı 509 nolu tebliğ güncelleme taslağı, Türkiye’nin bu süreçteki amacını daha net gösteriyor. Türkiye’de e-fatura ve benzer uygulamaların yaygınlaşması ile beraber yakın gelecekte BA/BS beyannamelerine de ihtiyaç kalmayabilir.
Sürdürülebilir bir Çevre için E-Dönüşüm
E-Dönüşüm uygulamaları, çevremize ve ekosistemimize sağladığı katkıdan dolayı sosyal sorumluluk projeleri ile de yakından ilgili. Ekonomiler hızla büyürken, çevreye duyarlılık azalabiliyor. Önceleri ciltlerce basılan defterlerin aksine e-belgelerin sağladığı fayda muhasebe süreçlerinin hızlanmasının ve sarf giderlerinin azalmasının çok ötesinde… Milyonlarca ağacın kâğıda dönüştürülmesinin önüne geçen e-dönüşüm, ormanları ve dolayısıyla tüm canlıları koruyarak gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünyayı mümkün kılıyor.
Dönüşümün sadece e-fatura, e-defter ve e-irsaliye ile sınırlı kalmaması; e-SMM, e-müstahsil makbuzu, e-dekont, e-bilet, e-gider pusulası, e-adisyon gibi uygulamaların da bu sürece katılması ise Türkiye’deki regülasyonlara bakışı ve varılmak istenen noktayı kesin bir şekilde gösteriyor.
Şimdi ise şirketler e-dönüşümü hızla içselleştirerek sorumluluğu devralıyor ve düzenleyici kurumlara yön veriyorlar. Bu da gerçekleştirilmek istenen amaca giden en hızlı ve zahmetsiz yolun temelini oluşturuyor.
Son on yıla damgasını vuran teknoloji, şirketleri ve ekonomileri de büyük ölçüde etkiledi. Farklı sektörlerde yapılan inovasyon çalışmaları, altyapı güçlendirmeleri ve Endüstri 4.0 kavramı şirketlerin ajandalarına hızla girdi. Bilgi kaynaklarına ulaşma hızı, yorumlama ve raporlama becerisi şirketlerin geleceğe ilişkin öngörülerini tıpkı sanayi devriminde olduğu gibi bambaşka bir noktaya taşıdı.
Günümüzde bilgiye erişim şirketler için çok kolaylaştı. Şirketler büyük veri sayesinde geleceklerini stratejik olarak tasarlarken, gerçek kişiler ise satın aldıkları ürün ve hizmetler hakkında çok daha fazla bilgi sahibi olabiliyor. Ancak büyük verinin tek paydaşı yalnızca kişiler ve şirketler değil. E-dönüşüm sürecinde kamu kurumlarını da göz önünde bulundurmak gerekiyor.
2020 Yılı Yeniden Değerleme Oranı Türkiye Açıkladı

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununu ile Yapılan Değişiklikler
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu
AK Parti milletvekillerinin imzasını taşıyan Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile kuluçka merkezlerinde yer alabilecek girişimcilerin niteliklerinin sağlıklı bir şekilde belirlenmesi amaçlanıyor.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile, “Kuluçka Girişimcisi, Ar-Ge Binası, Atölye, Stajyer” tanımları ekleniyor.
Değerlendirme Kurul toplantılarına, Genel Müdür dışında yöneticiler de başkanlık edebilecek.
Değerlendirme Kurulunda, teknoloji konusunda faaliyet gösteren kurum, kuruluş sayısı artırılacak. Başvuruları değerlendirmek üzere bakanlık temsilcisi başkanlığında, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı ve bakanlık tarafından belirlenecek teknoloji konusunda faaliyet gösteren, en az biri özel kuruluş olmak şartıyla iki kurum veya kuruluştan birer temsilcinin katılımıyla Değerlendirme Kurulu oluşturulacak.
Bakanlık izni şartı getiriliyor
Bölge ilanından sonra kurulacak yönetici şirketin, belirtilen yükümlülüklerine uygun faaliyet göstermesini temin için esas sözleşmesi ile bu sözleşmede yapacağı değişikliklerin izlenebilmesi amacıyla bakanlık izni şartı getirilecek.
Teknoloji Geliştirme Bölgesi yönetici şirketi tarafından, bölge alanları dışında Değerlendirme Kurulunun kararı üzerine Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca izin verilmesi halinde kuluçka merkezi açılabilecek.
Teknoloji Geliştirme Bölgesi alanında mücbir sebep halleri dışında faaliyetlerin bir yıl durması halinde Cumhurbaşkanının söz konusu alanın ilanına ilişkin kararı, hüküm ve sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkacak.
Bölgede faaliyet gösteren girişimcilerin, projelerinin tamamlanma tarihinden itibaren yönetmelikle belirlenen şartlar dahilinde yeni bir proje sunmamaları ve yönetici şirkete iletmekle yükümlü oldukları bilgi ve belgeleri süresinde vermemeleri halinde sözleşme feshedilecek. Fesih ise tahliye nedeni sayılacak.
Teknoparklara Ar-Ge binası, makine, ekipman ve yazılımlara yönelik destek
Teklifle, teknoparklara yapılaşma için verilen desteğin yanı sıra Ar-Ge binası, atölye ve buralarda yer alacak makine, ekipman ve yazılımlara yönelik desteklerin verilebilmesi amaçlanıyor.
Bölgelerde altyapı, idare binası, Ar-Ge binası, atölye ve kuluçka merkezi inşasıyla atölyelerde kullanılacak makine, ekipman ve yazılımlarla Ar-Ge ve yenilik faaliyetleriyle tasarım faaliyetlerini desteklemeye yönelik yönetici şirketçe yürütülen veya yürütülecek kuluçka programları, teknoloji transfer ofisi hizmetleri ve teknoloji iş birliği programlarıyla ilgili giderler, yardım amacıyla bakanlık bütçesine konulan ödenekle sınırlı olmak üzere karşılanabilecek.
Teklifle, desteklenecek program alanlarından mezunların Ar-Ge personeli statüsünde olmadan da yönetici şirketlerde istihdam edilebilmeleri ve böylece bu programlardan mezunların istihdamının artırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanununu ile yönetici şirketlerinde kuluçka merkezi ve teknoloji transfer ofisi hizmetlerinde istihdam edilen desteklenecek programlar mezunu personele de destek aynen uygulanacak.
Bölgelerde yer alan firmalara, istihdam ettikleri doktora öğrencisi Ar-Ge personeli için 2 yıl süreyle ve stajyer istihdam edenlere, bakanlık bütçesine konulacak ödenekle sınırlı olmak üzere destek sağlanacak.
Girişimcilere şart
1 Ocak 2022 tarihinden itibaren yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançları tutarı 1 milyon lira ve üzerinde olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından, bu tutarın yüzde 2’si pasifte geçici bir hesaba aktarılacak. Aktarılması gereken tutar yükümlülüğü, yıllık bazda 20 milyon lirayla sınırlı olacak. Bu tutarın, geçici hesabın oluştuğu yılın sonuna kadar Türkiye’de yerleşik girişimcilere yatırım yapmak üzere kurulmuş girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması veya girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ya da bu kanun kapsamındaki kuluçka merkezlerinde faaliyette bulunan diğer girişimcilere sermaye olarak konulması şart olacak.
Söz konusu tutarın ilgili yılın sonuna kadar aktarılmaması durumunda, yıllık beyanname üzerinden istisna edilen kazançlar tutarının yüzde 20’si, ilgili yılda yararlanılan gelir ve kurumlar vergisi istisnasına konu edilemeyecek. Bu tutar nedeniyle zamanında alınmayan vergiler vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın tarh edilecek.
Cumhurbaşkanı, bu tutar ve oranları, birlikte ya da ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye, beş katına kadar artırmaya yetkili olacak.
Teşviklerin süresi uzatılıyor
Teklifle, kanunda yer alan teşviklerin süresi uzatılıyor. Yönetici şirketlerin, elde ettikleri kazançlar ile bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgedeki yazılım, tasarım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları, 31 Aralık 2028 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesna olacak.
Teklifle, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinde yer alan girişimcilerin üzerindeki istihdam yükünün azaltılması amaçlanıyor. 31 Aralık 2028 tarihine kadar, bölgede çalışan Ar-Ge tasarım ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri üzerinden asgari geçim indirimi uygulandıktan sonra hesaplanan gelir vergisi; verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle terkin edilecek.
Gelir vergisi stopajı ve sigorta primi işveren hissesine ilişkin teşviklerden yararlanacak olan destek personeli sayısı, Ar-Ge ve tasarım personeli sayısının yüzde 10’unu aşamazken, toplam personel sayısı 15’e kadar olan bölge firmaları için bu oran yüzde 20 olarak uygulanacak.
Teklifle, esnek çalışma saatlerine uyumlu olarak bölgede yer alan işletmelerde çalışan personelin faaliyetlerinin bir kısmını bölge dışında da yürütmesi ve kanunla sağlanan destek ve muafiyetlerden aynı şekilde yararlanması amacıyla bir değişiklik yapılıyor. Bölgede yer alan işletmelerde, gelir vergisi stopajı teşvikine konu edilen toplam çalışma sürelerinin yüzde 20’sini aşmamak kaydıyla ilgili personelin, bölge dışında geçirdikleri süreler de gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında olacak. Bu oran Cumhurbaşkanı tarafından yüzde 50’ye kadar artırılabilecek.
Teklifle, 31 Aralık 2028 tarihine kadar uygulanmak üzere, bölgede faaliyette bulunanlara bakanlık tarafından uygun görülen alanlarda gerçekleştirecekleri projelerin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye destekleri, beyan edilen gelirin veya kurum kazancının yüzde 10’unu ve öz sermayenin yüzde 20’sini aşmamak üzere, ticari kazancın ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılacak.
İndirim konusu yapılacak tutar, yıllık olarak 1 milyon lirayı aşamayacak.
Projelerin finansmanında kullanılmak üzere gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteklerinin aktarımından itibaren en az 4 yıl boyunca ilgili şirketlerde kalmaması, payların satılması ya da yatırılan sermayenin kısmen ya da tamamen geri alınması halinde indirim dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, gecikme faiziyle tahsil edilecek.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda kabul edildi.
Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik yapan teklifle, şikayet ve itirazen şikayet başvurularının elektronik ortamda yapılabilmesi ve başvurularda işlem kolaylığı sağlamak üzere usul ve esaslar belirlenmesi konusunda Kamu İhale Kurumuna yetki veriliyor.
Teklifle, Elektronik İmza Kanunu’nda da bazı değişikliklere gidiliyor.
Buna göre, elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı, nitelikli sertifika verdiği kişilerin kimlik bilgilerini Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı vasıtasıyla uzaktan güvenilir bir biçimde tespit etmişse, nitelikli sertifikayı kimlik kartına uzaktan güvenilir bir biçimde yükleyebilecek.
Elektronik mühür oluşturma amacı ile ilgili mühür sahibinin rızası veya talebi dışında; mühür oluşturma verisi veya mühür oluşturma aracını elde eden, veren, kopyalayan ve bu araçları yeniden oluşturanlar ile izinsiz elde edilen mühür oluşturma araçlarını kullanarak izinsiz elektronik mühür oluşturanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 50 günden az olmamak üzere adli para cezasıyla cezalandırılacak. Suçun elektronik sertifika hizmet sağlayıcısı çalışanları tarafından işlenmesi halinde, bu cezalar yarısına kadar artırılacak.
Elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarının kanunlarda yer alan elektronik imza ile ilgili hak, yetki ve yükümlülükleri, elektronik mühür hakkında da geçerli olacak.
Elektronik imzaya ilişkin hükümler, kıyasen internet sitesi kimlik doğrulama sertifikası ve benzer altyapıyı kullanan diğer elektronik sertifikalar hakkında da uygulanacak.
Bu yükümlülüklere aykırı hareket eden elektronik sertifika hizmet sağlayıcılarına idari para cezaları kesilecek.
İmza sirküleri talep edilmeyecek
Entegre Devre Topoğrafyaların Korunması Hakkında Kanun’da yapılan değişiklikle tüzel kişi tescil başvurularında imza sirküleri talep edilmesi uygulaması kaldırılıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’nda yapılan değişiklikle, tüzel kişi taciri temsile yetkili olanlardan ayrıca imza sirküsü alınmaksızın, ellerinde mevcut bulunan ve tüzel kişi taciri temsile yetkili şahısları gösterir sicil tasdiknamesi ile oda, borsa, birlik ile şubelerinin seçimlerine katılabilme imkanı getiriliyor.
Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle temel bilimler tanımı revize ediliyor.
Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde doktora mezunu personelin üniversitelerde Ar-Ge ve yenilik alanında ders vermesi veya Ar-Ge ve tasarım personelinin teknoloji geliştirme bölgelerinde bulunan girişimcilere mentorluk yapması durumunda haftalık 8 saati aşmamak şartıyla, bu çalışmaları gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında değerlendirilecek.
Ar-Ge veya tasarım merkezlerinde gelir vergisi stopajı teşvikine konu edilen toplam çalışma sürelerinin yüzde 20’sini aşmamak kaydıyla ilgili personelin bu merkezler dışında geçirdikleri süreler de gelir vergisi stopajı teşviki kapsamında olacak. Bu oran Cumhurbaşkanı tarafından yüzde 50’ye kadar artırılabilecek.
Bakanlık, girişim sermayesi fonlarına destek bütçesi aktarılabilecek
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bütçesinden teknoloji, teknolojik üretim ve yenilik faaliyetlerini desteklemek amacıyla girişim sermayesi fonlarına destek bütçesi aktarılabilecek.
Girişim sermayesi desteği kapsamında kaynakların aktarıldığı girişim sermayesi fonlarından ya da bu fonların yatırım yaptığı fonların yatırımlarından yararlanan şirketlere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri tarafından sağlanan sermaye desteklerinin beyan edilen gelirin veya kurum kazancının yüzde 10’unu ve öz sermayenin yüzde 20’sini aşmayan kısmı, ticari kazancın ve kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılacak. Bu kapsamda yapılacak indirim tutarı yıllık 1 milyon lirayı aşamayacak. Bu oranları ve parasal sınırı yarısına kadar indirmeye veya dört katına kadar artırmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Destek ve teşvik unsurlarından yararlananların öngörülen şartları taşıdıklarına ilişkin tespitler en geç 3 yıllık süreler itibarıyla yapılacak.
Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunu kapsamında yer alan teşviklerin süresi, 31 Aralık 2023’ten 31 Aralık 2028’e kadar uzatılacak.
Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklikle, gerçek kişi tacir ile tüzel kişi tacir adına imzaya yetkili olanların imzaları, kamu kurum ve kuruluşlarınca veri tabanlarında tutulan imza verilerinden elektronik ortamda temin edilerek merkezi ortak veri tabanındaki sicil dosyasına kaydedilecek.
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından, ticaret siciline tescil olunan temsile yetkili kişiler ile bunların temsil şekilleri hakkında ticaret sicili kayıtları esas alınacak. Şirketten bu kayıtlara ilişkin ticaret sicili müdürlüklerince düzenlenen belgeler ile Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde yayımlanan ilan dışında hiçbir belge istenemeyecek.
Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’nda yapılan değişiklikle, işletmenin tamamı üzerinde rehin kurulmadan işletmenin belirli bir taşınır varlık grubunun bütünü üzerinde rehin kurulmasına imkan tanınacak.
Ticari işletme ve esnaf işletmesinin tamamı üzerinde rehin kurulması halinde, rehninin kuruluşu anında işletmenin faaliyetine tahsis edilmiş her türlü varlık, bir işletmenin belirli bir taşınır varlık grubunun bir bütün olarak rehin edilmesi halinde ise bu gruba dahil varlıkların tamamı rehin edilmiş sayılacak.
Ar-Ge insan kaynağı kapasitesini artırmayı, teknoloji ve yenilikçi şirketlerin ortaya çıkmasını, üniversite-sanayi iş birliğini geliştirmeyi, yatırım ortamını iyileştirmeyi amaçlayan kanun teklifi, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda kabul edildi.
İlginizi Çekebilir: ercsoft.com.tr/Mutabakat Mektubu
ADİ ORTAKLIK MALİ MÜHÜR BAŞVURU İŞLEMLERİ
Adi Şirket Nedir?
Adi şirket, sahibinden ayrı bir varlığı olmayan şirketlerdir. En basit şirket modelidir.
Adi şirketler Türk mevzuatında Borçlar Kanunu içerisinde düzenlenmiştir. Buna göre, olan adi şirketlerin tüzel kişilikleri bulunmamaktadır. Bu nedenle kendilerine ait mal varlıkları üzerinde ortaklarının elbirliği mülkiyeti vardır. Şirketle ve şirketin mal varlığı ile ilgili hukuki eylem ve işlemlerde tüm ortaklar birlikte hareket etmek zorundadırlar.
ADİ ORTAKLIK MALİ MÜHÜR BAŞVURU İŞLEMLERİ
Adi ortaklıkların mali mühür başvurusu için gönderilecek belgeler:
1. Adi Ortaklık Mali Mühür Başvuru Formu ve Taahhütnamesinin doldurulmuş hali (imzalı, kaşeli), (ortaklığın vergi numarası ve ortaklık sözleşmesinde yazılı olan ünvan bilgisi yazılmalıdır)(https://ebelge.gib.gov.tr/dosyalar/efaturabasvuru/MaliMuhurBasvuruFormuVeTaahhutnamesi.docx [^])
2. “Elektronik Mali Mühür Sertifika Sahibi Taahhütnamesi” nin imzalı aslı, (https://ebelge.gib.gov.tr/dosyalar/efaturabasvuru/ElektronikMaliMuhurSertifikaSahibiTaahhutnamesi.pdf [^])
3. Adi Ortaklık Sözleşmesinin noter onaylı örneği,
4. Başvuru formuna şirket adına imza atan kişi veya kişilerin yetkili olduğunu gösteren şirket imza sirkülerinin noter onaylı örneği.
Bu hizmeti ANAHTAR TESLİMİ olarak firmamızdan alabilirsiniz. İletişim İçin Tıklayınız…
MALİ MÜHÜR BAŞVURU İŞLEMLERİ
MALİ MÜHÜR BAŞVURU İŞLEMLERİ
1. Mali Mühür Başvuru Formu ve Taahhütnamesinin doldurulmuş hali (imzalı, kaşeli), (https://ebelge.gib.gov.tr/dosyalar/efaturabasvuru/MaliMuhurBasvuruFormuVeTaahhutnamesi.docx [^])
2. “Elektronik Mali Mühür Sertifika Sahibi Taahhütnamesinin” imzalı aslı, (https://ebelge.gib.gov.tr/dosyalar/efaturabasvuru/ElektronikMaliMuhurSertifikaSahibiTaahhutnamesi.pdf [^])